Nevşehir Kapadokya Gezi Rehberi
Nevşehir
Nevşehir, Muşkara adlı bir köy iken, şehir halini almaya başlamasından sonra, 18 yüzyılda Osmanlıca "yeni kent" anlamındaki bugünkü adını almıştır.
Nevşehir, 6429 sayılı yasa ile Nevşehir 20 Temmuz 1954 tarihinde il haline getirildi. Kırşehir ve Kırşehir'e bağlı Mucur, Avanos, Hacıbektaş (1945'te ilçe oldu), Kayseri'ye bağlı Ürgüp (1935'te ilçe oldu), Niğde'ye bağlı Arapsun (1948'de Gülşehir adını aldı) Nevşehir'in ilçeleri haline getirildi. Kozaklı ve Hamamorta köyleri Avanos'a bağlı birer köy iken birleştirilerek 1954'te Kozaklı adıyla ilçe olarak Nevşehir'e bağlandı. Kırşehir 1957'de tekrar il yapıldı. Mucur ilçesi ile beraber Nevşehir'den ayrıldı. Daha önceleri Melegübü ismi ile anılan bir bucak merkezi olan Derinkuyu 1 Nisan 1960'ta ilçe durumuna getirildi. Acıgöl kasabası ise 4 Temmuz 1987'de ilçe olmuştur.
Kapadokya
Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Kapadokya bölgesi ünlü peribacalarıyla yıl içinde milyonlarca yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. Bölgeyi yukarıdan görmek isteyenler için balon turu yapılmaktadır.
Üç güzeller
İki büyük, bir küçük peri bacasından oluşan Üç Güzeller, bölgenin bir diğer sembolik yapısıdır. Bölgede en çok fotoğraf çekilen yerlerin başında gelen bu Üç Güzeller, hem görüntüsü hem de hakkında anlatılan efsaneleri ile yerli ve yabancı pek çok turistin ilgisini çekiyor. Diğer peri bacalarından farklı bir görüntüye sahip olması, en dikkat çekici özelliğidir.
Sunset View Point
Göreme’de bulunan Sunset View Point, hem Nevşehir hem de Kapadokya’nın en güzel manzara noktalarından biri sayılır. Gün doğumu ya da gün batımı… Ne zaman isterseniz gelin. Her şekilde harika manzaraya tanıklık edeceksiniz. Geldiğiniz zaman, neden en popüler izleme noktalarından biri olduğunu daha iyi anlayacaksınız!
Avanos Asma Köprü
Avanos’ta yer alan Avanos Asma Köprü, bir diğer adıyla da bilinen Sallanan Tahta Köprü, Kızılırmak üzerine kuruludur. Çelik halatlarla tutturulduğu ve yerle çok az temas ettiği için, üzerinde yürürken sallanır. Hatta bu nedenden dolayı, yerel halk tarafından bu ismi almıştır. Nevşehir'deki ilgi çekici mekanlardan biridir.
Asmalı Konak
Ürgüp’te iki farklı konakta çekilen Asmalı Konak, yerli ve yabancı pek çok turist tarafından yoğun ilgi görüyor. İlk konak; Mustafapaşa beldesinde, Ürgüp’e 5 km uzaklıkta yer alıyor ve günümüzde ”Old Greek House” olarak hem restoran hem de otel olarak hizmet veriyor. İkinci konak ise; Ürgüp’e 800 metre uzaklıkta yer alıyor ve günümüzde müze olarak hizmet veriyor. Müzenin dışında atv logosu ve dizi ile ilgili bilgilerin yer aldığı bir heykel bulunuyor. İçerisinde ise; dizinin çekildiği odalar, avlu ve oyuncuların kullandığı eşyalar yer alıyor.
Ürgüp Müzesi
Nevşehir Ürgüp Müzesi Ürgüp şehir merkezinde bulunan bu bina, Temenni Tepesi’nde yer almaktadır.
Ürgüp Müzesi, tek kubbeli bir yapıya sahiptir. 1965 yılından itibaren müzede sergilenmeye değer eserler toplanmaya başlanmıştır. Ürgüp Belediye Başkanlığı’nın tahsis ettiği müze arazisinde, inşaat çalışmaları başlamıştır. 1968 yılından başlayan müze inşaatı, 1971 yılının Temmuz ayında ziyarete açılmıştır.
Nevşehir Karanlık Kilise
Nevşehir ili yaklaşık beş bin yıllık bir tarihi olan en eski yerleşim yerlerinden biridir. Civarında yeraltı şehirleri, peri bacaları ve yoğun yaşayan Hristiyan halkından dolayı, birçok kilise bulunmaktadır. Göreme’de Açık Hava Müzesi manastır olarak tasarlanmış, kayaların oyulması ile oluşturulmuş bir yerleşim yeridir. Bu müze içerisinde bulunan Karanlık Kilise ise mutlaka gezmeniz ve görmeniz gereken doğal güzelliklerden bir tanesidir.
Günümüzde Açık Hava Müzesi olarak hizmet veren bölgede Kiliseler, Şapeller, yemekhaneler ve oturma yerleri bulunmaktadır. Manastır sisteminin ilk başladığı yer olarak kabul edilen bölgede, kiliseler içerisinde çok eski tarihe dayanan resim ve süslemeler bulunuyor. Müze doğal ve kültürel bir varlık olarak UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde de yer almaktadır.
Açık hava müzesi içerisinde Kızlar ve Erkekler Manastırı, Aziz Basileus Kilisesi, Barbara Kilisesi, Elmalı Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise, Tokalı Kilise ve Aziz, Yılanlı Kilise gibi görülmesi gereken birçok tarihi alan vardır. Bunlardan en ilginci ve günümüze kadar yapısı bozulmadan kalabileni Karanlık Kilise’dir. Kilise açık hava müzesinde görülmesi gereken en güzel ve en önemli yerlerden biridir. Kilise güvercinlik için kullanıldığı için içerisine dolmuş olan güvercin gübresi sayesinde uzun yıllar orijinalliğini korumuştur. Daha sonra yenileme çalışması ile temizlenmiş ve koruma altına alınmıştır. Ayrıca kilisede çok küçük bir pencere olmasından dolayı kilise içerisine çok az miktarda ışık girmektedir. Bu sayede karanlık ortam içerde bulunan resimlerin renkleri tüm canlılığını korumuştur. Fakat biraz yıpranmış olan kilise dört milletten oluşan 12 kişilik bir ekip tarafından yenilenmiştir. Bu sebepten ötürü kiliseye Karanlık Kilise denmiştir.
Kilisenin daha önceki giriş yeri olan narteks şuan için kullanılmamaktadır. Hemen alt bölümünde bulunan tüneller yardımı ile ahşap bir merdiven ile yukarıya ulaşım sağlanmaktadır.
Kilisenin iç kısmı kubbeli ve sütunlardan oluşmuştur. Kilise duvarlarında Hristiyanlık için önemli olayların resmedildiğini görmek mümkün.
Hemen üstte bulunan kubbede baba, oğul, kutsal ruh üçlemesini sembolize eden Hz. İsa’nın resmi bulunur. Sütunlarda bulunan işaretler ise yine Hz İsa’nın isimlerini sembolize etmektedir.
Karanlık Kilise’de ayrıca, Tevrat’tan alınmış olayların da resmedildiği görülmektedir. Kilisede flaşlardan dolayı fresklerin tarihi yapısının zarar görmemesi için fotoğraf makinesi ile çekim yapmak yasaktır.
Nevşehir Kaymaklı Yeraltı Şehri
Nevşehir ilçesinde bulunan Kapadokya bölgesinin tarihi ve coğrafi yapısı, eşi benzeri olmayan bir düzene sahiptir. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan bölge, tarihi günümüze kadar taşıyan en önemli yerlerden biridir. Bizans döneminde yapılan işkencelerden ve saldırılardan korunmak için yöre halkının tehlike anlarında sığınmak için inşa ettikleri yer altı şehirleri günümüzde hala ayakta durmakta ve müze olarak kullanılmaktadır. Bölgede bulunan yumuşak tüfün kazılması ile oluşturulan bu şehirlere bu yörede çokça rastlamaktayız. En bilinen yer altı şehirleri Kaymaklı, Özkonak, Ovaören, Derinkuyu Mucur, Örentepe’dir. En büyükleri ise Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı şehirleridir. Bu iki şehirde 15.000 ila 60.000 kişinin yaşadığı tahmin edilmektedir. Bu iki şehir arasında 9 km’lik de bir geçiş bulunmaktadır.
Kaymaklı yeraltı şehrinin tarihi Hititlerle birlikte M.Ö. 3000 yılına kadar dayanır. Daha Sonra Roma ve Bizans döneminde bu şehirler daha fazla genişletilerek savunma amaçlı kullanılmıştır. Kaymaklı yeraltı şehri içerisinde yaşam alanları, ahırlar, mutfak, erzak depoları, kilise ve şarap mahzenlerinden oluşan 8 katlı bir şehirdir. Şehir uzun dar geçitlerden oluşan bir labirente benzese bile aslında olası saldırılar için kullanılan bir tür sığınaktır.
Şehre girmeden hemen etrafında şehrin havalandırılması için kullanılan bacalara rastlamak mümkündür.
Yeraltı şehircine girişte ilk olarak uzun ve dar bir geçidin sonunda ortası delik yuvarlak bir kapı bulunmaktadır. Bu ağır kapı olası bir saldırı sırasında kapatılarak şehrin güvenliği sağlamak için kullanılmıştır.
Kapının hemen ardında birinci katta hayvanların bulunduğu ahır yer almaktadır. Şehirlerde genellikle ahırlar hayvanların kolay indirilebilmesi ve dışarıdan taze besinlerin temin dilebilmesi için ilk katlarda bulunmaktadır.
İkinci katta yine dışarıdan taşınan erzakın depolandığı ve inşaların beslenme ihtiyaçlarını karşılayabileceği, içerisinde ocakların bulunduğu geniş bir mutfak bulunmaktadır.
Diğer katlarında ise kilise, yaşam alanları pasaj ve hatta önemli kişilere ait olduğu düşünülen mezarlıklar bulunmaktadır.
Duvarlarda ve geçitler de şehrin ışıklandırılması için kullanılmış küçük oyuklar bulunmaktadır. Ayrıca şehrin havalandırmasını ve su ihtiyacını karşılayan birçok kuyu bulunmaktadır. Şehrin bütün katları temizlenmediğinden sadece 4 katı ziyarete açıktır. Şehrin her yeri tarihten izler içerir bulunan bölümlerin ne amaçlar ile kullanıldığını tahmin etmek ise gezinin en keyifli bölümüdür.
Nevşehir Hacıbektaş Müzesi
Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde bulunan Hacı Bektaş Müzesi, şehir merkezine 40 km uzaklıkta olmasına rağmen turistlerin ilgi odağıdır. Nevşehir ilinin gezilecek en değerli yerlerinden yalnızca bir tanesidir. Çevresinde yakın olarak Arkeoloji ve Etnografya Müzesi ve Hacıbektaş Atatürk evi bulunmaktadır.
Asıl adı Muhammed Bin Musa olan, doğum ve ölüm yılları kesin olarak bilinmeyen Hacı Bektaş-ı Veli 1248 – 1337 yılları arasında yaşadığı iddia edilmektedir. Tarih kitaplarında aslen Nişanburlu olarak olduğu yazılmaktadır. Hayatının büyük bir kısmı Horasan’da Hoca Ahmet Yesevi’nin yanında felsefi sosyal ve müspet ilimler öğrenmekle geçmiştir. İlmini tamamladıktan sonra Anadolu’ya gelerek şimdiki adıyla Hacıbektaş’a yerleşmiş bir dernek kurmuştur. 13.yüzyıl da yapımı bittiği söylenen Hacı Bektaş-ı Veli dergâhı günümüze kadar geçen sürede birçok kez onarılmıştır. 3 ana bölümden oluşmuştur;
Birinci Avlu: At avlusu olarak da bilinen bu bölüme güneyde bulunan anıtsal bir görüntüsü olan çatal kapıdan girilmektedir. Avlunun tam ortasında üçler çeşmesi bulunmaktadır. Tarihten günümüze kadar ulaşamayan at evi, ekmek evi, hamam tuvalet ve çamaşırhane gibi hizmetler bu avluda bulunmaktaydı.
İkinci Avlusu: Dergâh avlusu olarak da bilinen bu bölüme, sivri kemerli ve üçgen alınlıklı bir kapıdan girilmektedir. Aslanlı çeşme, baba köşkü ve Tekke Camii gibi güzellikleri içerisinde barındırmaktadır. Günümüzde halen sergilenmektedir.
Üçüncü Avlu: hazret avlusu olarak da anılan bu bölüme yeşil kanatlı ve basık kemerli altın kapılardan girilmektedir. En önemli bölüm olarak bilinen bu avluda Atatürk köşesi, pirevi, balım sultan türbesi ve hazine bulunmaktadır.
Tarihin en büyük güzelliklerinden biri olan bu yapı bazen büyük bazen ise küçük onarımlardan geçerek günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır.
Nevşehir Göreme Açık Hava Müzesi
Göreme Açık Hava Müzesi, Türkiye’nin önemli turizm merkezi olarak da turistlerin ilgisini çekmektedir. Yaklaşık beş bin yıllık tarihi geçmişi olan Nevşehir ilimizin, ilk sahibi olarak Hititler bilinmektedir. O dönemlerde bölgenin sahibi olarak Hititler bölgeye “Nissa” ismini vermişlerdir. Büyüleyici manzaraları ve doğa harikalarıyla sizleri kendisine hayran bırakacak bu şehir, tarihimize de önemli ölçüde ışık tutmaktadır.
Göreme Açık Hava Müzesi de tarih kokan ve gezi listenizin baş sıralarında olması gereken bir yerdir. Şehir her yerinde tarihin etkisini fazlasıyla hissettirse de Göreme Açık Hava Müzesi’ne gittiğinizde ne demek istediğimizi daha iyi anlayacaksınız.
Müzede yoğun bir şekilde manastır hayatının yaşandığı gözler önünde olup, kayaların içerisine oyulmuş kiliseler, yemekhaneler, şapeller, mutfaklar ve yaşam alanları yer almaktadır. Hıristiyanlık düşüncesine birçok yenilik getiren Aziz Basil tarafından dini eğitim ve düşünce merkezi olarak kurulan bu yer, onun fikirlerinin ilk olarak öğretilmeye başlandığı yerdir.
Göreme Açık Hava Müzesi; Elmalı Kilise, Rahibeler ve Rahipler Manastırı, Aziz Basil Kilisesi, Aziz Barbara Kilisesi, Yılanlı Kilise, Çarıklı Kilise, Karanlık Kilise ve Tokalı Kiliseyi kapsayan büyük bir müzedir.
Kız öğrencilerin eğitim gördüğü Rahibeler Manastırına girişte onun hemen karşısında ise erkek öğrencilerin eğitim gördüğü Rahipler Manastırına rastlamaktayız. Rahibeler manastırı 7 katlı büyük bir yapıdır ve yapılar birbirine tünellerle bağlanmıştır. Rahipler Manastırı ise çok katlı bir yerdir ancak katlar arası geçiş doğal yıkıntılar nedeniyle kapanmıştır.
Yine müzenin girişinde yer alan Aziz Basil adına yapılan kilisenin girişlerinde bulunan ve esas bölümden kolanlarla ayrılan Narteks adında bir bölüm vardır. Kiliseden çıkınca sizleri güvercinliklerle süslü hoş görüntüsüyle vadi manzarası karşılamaktadır. Sonrasında bir tünelden geçerek süslemeleriyle adeta bir sanat eseri olan Elmalı Kilisesine varmaktasınız. Kilisenin önünde muhteşem vadi manzarası seyrinin tadına varıp Aziz Barbara Kilisesine geçebilirsiniz. Bu kilise kırmızı boya ile dayanıklı olmasından dolayı kaya üzerine boyama tekniği kullanılarak boyanmıştır. Akabinde girişindeki dama tahtasını andıran süslemesi ile Yılan Kalesi, 4 kolonlu ve kubbeli Karanlık Kilise ve Çarıklı Kilise sizlerle olmaktadır.
Kapadokya Derinkuyu Yeraltı Şehri
Nevşehir’in Kapadokya’da gezilecek yerlerden biri olan Derinkuyu Yeraltı Şehri, bölgenin en büyük yeraltı şehridir. Yeraltı şehirleriyle ünlü Kapadokya’da, bilinen 36 adet yeraltı şehri bulunmaktadır. Hem yer üstünde hem de yeraltındaki tarihsel zenginlikleriyle dikkat çeken bölge, turizm açısından çok canlıdır.
Anadolu’nun kültür merkezlerinden biri olan Kapadokya’nın Derinkuyu ilçesinde bulunan Derinkuyu Yeraltı şehri, 8 kattan oluşmaktadır. Bölgedeki en geniş gezilebilir alana sahip olan Derinkuyu Yeraltı Şehri, Hitit dönemine kadar uzanan bir tarihe sahiptir. Şehrin asıl kullanımı ise Roma ve Bizans dönemlerinde olmuştur. Genel olarak bölgedeki yeraltı şehirler, Bizans döneminde yoğun olarak kullanılmıştır.
Derinkuyu Yeraltı Şehri, binlerce kişinin ihtiyacını karşılayacak şekilde yapılmıştır. Bu büyük yeraltı şehri içerisinde barınma, yeme-içme, ibadet, savunma ihtiyaçlarını karşılamak için pek çok yapı bulunmaktadır. 1963 yılında tesadüfen keşfedilen yapı, gerekli çalışmalarının yapılmasının ardından 1967 yılında ziyarete açılmıştır. Buraya gelen ziyaretçiler, yeraltı şehrinde yer alan ahır, kiler, yemekhane, kilise, şaraphane, misyonerler okulu, çalışma odaları, uyuma ve dinlenme yerler, ve mezar odası gibi kısımları gezebilmektedir.
Derinkuyu Yeraltı Şehri, genel olarak Bizans döneminin izlerini taşımaktadır. Kilise ve misyoner okulu yapıları, bu düşüncenin kanıtlarıdır. Yapının geziye kapalı bölümlerinden biride, mermer kartal heykeli bulunmuştur. Bu heykel, Roma döneminden kalma bir eserdir. Derinkuyu’da 2500 metrekarelik bir alan, gezilebilir durumdadır. Yapının toplam alanının ise yaklaşık 4000 metrekarelik bir alana yayıldığı düşünülmektedir. Yapının toplam kat sayısı kesin olarak bilinmemektedir. Yeraltı kuyusunun derinliği ortalama olarak 80-85 metre olarak tahmin edilmektedir.
Derinkuyu Yeraltı Şehri Girişi: Derinkuyu ve bölgede yer alan diğer yeraltı şehirlerinin girişleri, benzerlik göstermektedir. Bunun nedeni, Hıristiyanların ibadetleri için gizlice burayı kullanmaları ve bu ibadetlerle yakalanmamak için gizli giriş yapmalarıdır. Şehrin girişi, yüzeyden kolayca fark edilmeyecek şekildedir. Giriş kısmının hemen yanında havalandırma bacası bulunmaktadır. Şehrin havalandırması, bu düzenek aracılığı ile sağlanmaktadır. 5 metre aşağıda yer alan girişe ulaşmak için, koridordan geçiş yapmak gerekmektedir.
Derinkuyu Yeraltı Şehri 1.Kat: Bu yeraltı şehrinin birinci katında ahır, şaraphane, misyoner okulu ve vaftizhane bulunmaktadır. Giriş kısmıyla beraber en üstte yer alan bu bölümün tarihi, Hitit döneminden öncesine kadar (M.Ö. 2000-1750) gitmektedir.
Derinkuyu Yeraltı Şehri 2.Kat: Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin ikinci katında, yapılan gezi yerleri kısmında oturma odası şeklinde mekanlar, mutfak, mutfak ile alakalı bölümler, şaraphane, erzak depoları ve mutfağın devamında ahır olarak kullanıldığı düşünülen bir kısım vardır.
Derinkuyu Yeraltı Şehri 3.Kat: Yeraltı şehrinin üçüncü katında, tüm katları dolaşan bir havalandırma bacası bulunmaktadır. Ayrıca bu kısımda yer alan bir tünel, Kaymaklı Yeraltı Şehri’ne bağlanmaktadır ve 9 kilometre gibi bir uzunluğu bulunmaktadır.
Derinkuyu Yeraltı Şehri 4.Kat: Yeraltı şehrinin dördüncü katında oturma-yatma odaları ile erzak depoları yer almaktadır.
Derinkuyu Yeraltı Şehri 5.Kat: Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin beşinci katının dağıtım merkezi olduğu düşünülmektedir. Üçüncü kattan gelen tünelin sonlandığı sahanlık, havalandırma bacası, havalandırma bacasının devamında birbirine bağlanan ve beşinci kat ile yedinci katı birbirine bağlayan tünelin başlangıcı buradadır.
Derinkuyu Yeraltı Şehri 6.Kat: Yeraltı şehrinin altıncı katı, sadece beşinci kat ile yedinci katı birbirine bağlamaktadır. Tünel üzerinde ikisi kapı odası, üçü ise tünel kontrolünün yapıldığı güvenlik odaları olmak üzere 5 kısım vardır.
Derinkuyu Yeraltı Şehri 7.Kat: Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin gezilebilir bir diğer bölümü olan yedinci katta toplantı salonu, mezar odası, kilise ve su kuyusu bulunmaktadır. Şehrin en geniş noktası, yedinci kattır.
Derinkuyu Yeraltı Şehri, Nevşehir’e bağlı Derinkuyu ilçesindedir. Nevşehir-Niğde karayolu üzerinde bulunan şehir, Nevşehir 29 kilometre ve Niğde’ye 50 kilometre uzaklıktadır.
Nevşehir Zelve Açık Hava Müzesi
Nevşehir’in Kapadokya böglesindeki önemli turizm merkezlerinden biri olan Zelve Paşabağlar Ören Yeri, Zelve Açık Hava Müzesi olarak adlandırılmaktadır. Avanos ilçesi sınırları içerisindeki Zelve Vadisi, Hıristiyanlığın ilk dönemlerinden kalma birçok kaya kilisesine ev sahipliği yapmaktadır.
Zelve Ören Yeri’nin hemen girişinde bilet gişesi, müze mağazası, tost ve gözleme yiyebileceğiniz birkaç yer ve market bulunuyor. Ziyaret öncesinde veya sonrasında karnınız açsa Peri Cafeterya, Terrace ve Zelve Kafeterya gibi yerlerde mantı, gözleme, tost yiyip çay-kahve içebilirsiniz. Ayrıca yine bu noktada Kapadokya ile ilgili hediyelik eşyalar da satın alabilirsiniz. Müzenin ücretli otoparkı bu giriş kısmında bulunmaktadır. Avanos’tan gelen dolmuşlar da bu noktaya uğramaktadır.
Zelve Açık Hava Müzesi Girişi
Göreme-Avanos yolu üzerinde yer alan Zelve Açık Hava Müzesi, bölgenin en önemli ve eski yerleşim yeri olarak öne çıkmaktadır. 9 ve 13’üncü yıllar arasında Hıristiyanların önemli dini merkezlerinden biri olan bölgede tüneller, güvercinlikler, kiliseler ve manastırlar dikkat çekiyor.
1950’li yıllara kadar yöre halkı tarafından kullanılan yerler, daha sonra yapılan düzenleme ve Göreme Milli Parkı’nın ilanından sonra müze olarak belirlenmiştir. Zaman zaman çeşitli etkinlik ve konserlere de ev sahipliği yapan Zelve Açık Hava Müzesi’nin içerisinde biri 170 metre, diğeri 250 metre olmak üzere iki farklı yürüyüş ve gözlem parkuru bulunuyor. Kayalardan oyularak yapılan pencereler ve kapılar oldukça güzel görünüyor. Bazı bölümlerin içerisine girip ziyaret edebiliyorsunuz. Bazı alanlar ise çökme tehlikesine karşı ziyarete açılmamış
Balıklı ve Üzümlü Kilise:
Zelve’nin birinci vadisinde yer almaktadır. Giriş kısmı yıkılmış olan yapının giriş kapısının üstünde tahtta oturan ve kucağında çocuk İsa bulunan Meryem Ana tasviri yer almaktadır. Malta haçı taşıyan Melek Michael ve Gabriel tasviri de yıkık tonozda görülen tasvirlerdendir. Erken dönemlerde inşa edilen Üzümlü ve Balıklı Kilise, iki bölüm halindedir. Her iki bölüm de kabartma haça sahip düz tavanlıdır. Mekanların birinde balık tasviri diğerinde ise üzüm tasviri yer aldığı için bu şekilde adlandırılmıştır.
Seten: Bulgur yapımında kullanılacak olan buğdayların; öğütülme aşamasından önce kepeğinin çıkartıldığı mekan olan seten, Zelve Ören Yeri’nde görebilecekleriniz arasındadır. Zelve’de yaşayan halkın bulgur ihtiyacını karşılayan bu mekan; döner bir mekanizma ile hareket eden 1,5 metre çapında ve ortalama 500 kilogram ağırlığında bir taş aracılığı ile yapılmaktadır.