Çanakkale Gezi Rehberi
Çanakkale
Çanakkale ve diğer ilçeler tarihî ve doğal güzellikler bakımından oldukça
zengindir. Her yıl 25 Nisan'da düzenlenen Anzac Günü'nde Avustralya ve Yeni
Zelanda'dan gelen binlerce turist bölgeye akın etmekte, turizm genellikle
Çanakkale Savaşları'nın yaşandığı Gelibolu, Truva Savaşı'na ev sahipliği yapmış
Truva Antik Kenti ve Assos Antik Kenti üzerine odaklıdır.
Assos
(Behramkale),
Assos,
bir diğer adıyla Behramkale. Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı olan şirin
bir antik kenttir. Kazdağılarının eteklerine konumlanmış yapısı ve Edremit körfezinin
incisi olması dolayısı ile tam anlamıyla doğanın Çanakkale’ye armağanıdır.
Kentin tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Birçok medeniyete ev sahipliği
yapmıştır. Bu yüzdendir ki gerek tarihi yapısı, gerek kültürel mirası ile yerli
ve yabancı birçok turistin ilgisini çekmektedir. Kendisi sakin, denizi
duru olan bu beldenin son derece huzurlu olmasının sebebi şüphesiz ki muhteşem
doğasıdır. Barışın ve sevginin sembolü olan zeytin ağaçları bu bölgede oldukça
fazladır.
Assos’un
tarihi yapısından bahsetmişken bölgeye adını veren antik kentten ve kentin
içinde bulundurduğu öğelerden bahsetmeden geçmek olmaz. Assos antik yunan
medeniyetiyle harmanlanmış bir bölgedir, kuruluşu M.Ö 6.yy’ a dayanır ve
mitolojik öğelere oldukça sık rastlanır. İşte, Athena tapınağı da bunlardan bir
tanesidir. Ve antik kentin en önemli öğesi sayılabilir. Sanat, strateji
ve barış tanrıçası olan Athena, Assos’un koruyucu tanrısı olmaktadır.
Sanırım bölgedeki zeytin ağaçlarının çokluğunun sebebi de budur. Tapınak M.Ö
525 yılında tamamlanmış ve Athena ya ithaf edilmiştir. Bu tapınağın bir diğer
özelliği ise bölgede ki arkaik döneme ait tek dor tapınağı olmasıdır. Kentin
içinde Athena tapınağından başka amfi tiyatro, nekrapol, surlar ve agora bulunmaktadır.
Ziyarete açıktır.
Assos kültür turizminin yanı sıra dinlenmek, eğlenmek ve denize girmek için de
muhteşem bir yerdir, denizi oldukça temiz olmakla birlikte etrafında birçok koy
ve bir de Assos antik limanını barındırır. Bu koylardan en çok tercih
edileni ise Kadırga Koyudur. Otellerin büyük kısmı butik olmakla birlikte her
bütçeye göre otel bulunabileceği gibi civarda pansiyonlar da mevcuttur.
Otellerin birçoğu tarihi dokuya zarar verilmeden eski yapıların restore
edilmesi ile otele dönüştürülmüştür. Bu bakımdan kendinizi tarihin içinde
bulacaksınız. Aynı zamanda doğayla da iç içe olabileceğiniz seçenekler de
mevcut. Kaz dağının eteklerinde bulunan pansiyon ve oteller ile hem Assos’a
şöyle bir tepeden bakma fırsatı bulabilir hem de doğayla iç içe olmanın keyfini
çıkartabilirsiniz. Tercihinize göre plaja sıfır olarak konumlanmış otelleri de
seçebilirsiniz. Böylece romantik Assos akşamlarının ve plajlarının tadına
varabilirsiniz.
Bozcaada
Bozca adaya ulaşım oldukça kolay. Çanakkale’nin Geyikli ilçesinden her saat
başı kalkan feribotlarla ulaşımınızı sağlayabilirsiniz.
Bozca
adaya girer girmez sizi eşsiz güzellikte kİ butik oteller karşılıyor. Bu
adadaki butik otel sayısı oldukça fazla.
Ayazma Plajı Kumsala inmeden önce sizi yemek yerleri karşılıyor, Kumsalda ki
şezlonglar ve şemsiyelerin cüzi bir miktarda ücreti var .
Buranın
çarşısı oldukça güzeldir özellikle hediyelik eşya satan yerler.Akrabalarınıza
ve yakınlarınıza oldukça güzel süsler,takılar vs. alabilirsiniz.Deniz kenarında
da oldukça güzel çay bahçeleri,kafeler bulunmaktadır oralarda ailenizle veya
arkadaşlarınızla günün yorgunluğunu atabilirsiniz.Evet bu yazımda size
Bozcaada’yı anlattım, son olarak şunu söyleyebilirim bir kereliğine bile olsa
gidip görmeniz gereken bir yer Bozcaada.
Çanakkale Şehitliği
Çanakkale’de gezilecek yerler denildiği zaman akla ilk olarak Çanakkale
Şehitliği gelmektedir. Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı olarak milli park
ilan edilen bölge, bu topların tarihinin en büyük destanlarından bir tanesine
ev sahipliği yapmıştır.
Gelibolu Yarımadası’nın güney kısmında bulunan Çanakkale Şehitliği,
Çanakkale’nin Eceabat ilçesinin çok büyük bir kısmını kapsamaktadır. Gelibolu
Yarımadası Tarihi Milli Parkı, 33.000 hektarlık bir alanı içerisine almaktadır.
1973 yılının Mayıs ayında kurulan milli park, aynı zamanda Birleşmiş Milletler
Milli Parklar ve Koruma Alanları listesinde de yer almaktadır. İlk olarak
”orman rejimi” statüsünde kurulan park, 2 Kasım 1973 tarihinde tarihi
niteliklerinden dolayı Şehitler Abidesi ile birlikte “Gelibolu Yarımadası
Tarihî Millî Parkı Kanunu” kapsamında Milli Park statüsüne alınmıştır. 2004 ve
2005 senelerinde Gelibolu Yarımadası’nda yer alan şehitlikler ve diğer eserler
bakımdan geçirilmiştir. Bu çalışmaların tamamlanmasıyla beraber, 18 Mart 2015
tarihinde tekrar ziyaretçilere açılmıştır.
Çanakkale Savaşı’nın Kısa Tarihi
Savaşta
yaşanan kahramanlıklarla beraber anlatmaya kalksak, sayfalarca yazabiliriz.
Fakat Çanakkale Şehitliği’nde gezilecek yerleri yazmışken kısa bir özet
şeklinde de olsa bu savaşın tarihinden bahsetmemek olmaz elbette. Çanakkale
Savaşı, Şubat 1915 tarihinde başlamış ve Aralık 1915 tarihinde, düşman
kuvvetlerinin bölgeyi tamamen terk etmesiyle birlikte sona ermiştir.
Osmanlı
Devleti’nin Almanya’nın yanında 1.Dünya Savaşı’na dahil olmasıyla beraber
düşman kuvvetleri, Çanakkale Boğazı’ndan geçerek ülkenin başkenti olan
İstanbul’u işgal etme planı hazırlamıştır. Birleşik Krallık Donanma Bakanı
Winston Churchill tarafından hazırlanan bu harekat, Birleşik Krallık ve Fransa
gemilerinin oluşturduğu donanmanın 1915 Şubat ayında Boğaz’a saldırmasıyla
birlikte hayata geçirilmiştir. Deniz harekatında başarılı olamayan düşman
donanması, ağır kayıplara uğramasıyla birlikte kara harekatına karar vermiştir.
25
Nisan 1915 tarihinde İngiliz ve Fransız kuvvetleri Gelibolu Yarımadası’nın güne
kısmında beş noktaya çıkarma yapmıştır. Seddülbahir ve Arıburnu sahillerinde
oldukça kuvvetli savaşlar yaşanmıştır. Osmanlı kuvvetlerinin korkusuzca yaptığı
savunma, düşman kuvvetlerini zor durumda bırakmıştır. Bu tarihe kadar savunma
savaşı veren Osmanlı Devleti, 9 Ağustos 1915 tarihinde Kurmay Albay Mustafa
Kemal’in Birinci Anafartalar Muharebesi ile taarruz yapılmış ve düşman
kuvvetleri sahile kadar çekilmek zorunda kalmıştır. Kocaçimentepe – Conk Bayırı
hattında ertesi gün yapılan taarruz ile birlikte Anzak birlikleri de geri
püskürtülmüştür. Düşman kuvvetleri, son güçleriyle İkinci Anafartalar
Muharebesi olarak bilinen saldırıyı gerçekleştirmiş fakat Osmanlı savunmasını
aşamamıştır. Bu gelişmelerin ardından bölgedeki İngiliz, Anzak ve Fransız
kuvvetleri, Çanakkale’yi 1915 Aralık ayında tahliye etmiştir.
Gelibolu
Yarımadası Tarihi Milli Parkı içerisinde gezilecek, görülecek pek çok alan
bulunmaktadır. Çanakkale Savaşı’nın yaşandığı geniş bölgede; tarihi kaleler,
tabyalar, şehitlikler, anıtlar ve müzeler bulunmaktadır. Tüm alanı gezmek için
bir günden daha fazla süreye ihtiyaç duyabilirsiniz. Bölgeye genellikle okullar
veya çeşitli topluluklar tarafından geziler düzenlenmektedir. Bu gezilere
katılabileceğiniz gibi, münferit olarak da Çanakkale Şehitlik bölgelerini
gezebilirsiniz. Ayrıca yine burada hizmet veren rehber aracılığı ile turlara
katılabilirsiniz.
Çanakkale’nin
Eceabat ilçesinin 12 yerleşim alanı bulunmaktadır ve bu yerleşim alanlarından 8
tanesi, Milli Park sınırları içerisindedir. Alçıtepe, Behramlı, Bigalı,
Büyükanafarta, Kilitbahir, Kocadere, Küçükanafarta ve Seddülbahir köyleri,
Eceebat’ın Milli Park içerisinde yer alan yerleşim yerleridir. Bölgede batık
gemiler, toplar, siperler, kaleler, burçlar ve savaştan kalan daha pek çok şey
bulunmaktadır. Türk şehitlerle birlikte Avusturalya, Yeni Zelanda, İngiliz ve
Fransız askerinin savaş mezarları ve anıtları yine bu bölgede yer almaktadır.
Dur
Yolcu Silüeti
Milli
Park’a giriş yaptıktan sonra tanıtma merkezi karşınıza çıkıyor ilk olarak. Daha
sonra yolda ilerlerken sağ tarafta, meşhur ”Dur Yolcu Silüeti” yer alıyor. Çam
ağaçlarıyla kaplı olan bu tepenin adı, Çamburnu’dur ve 1962 yılında yaptırılan
kitabede, ”Dur yolcu!Bilmeden gelip bastığın
Bu
toprak, bir devrin battığı yerdir.” yazmaktadır. Mehmetçik silüetinin yanına
yazılmış olan bu söz, Necmettin Halil Oran’a aittir ve tam metni, şu
şekildedir:
”Dur
yolcu!Bilmeden gelip bastığın
Bu
toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de
kulak ver,bu sessiz yığın
Bir
vatan kalbinin attığı yerdir.
Geyikli,
Çanakkale
Çanakkale
ilimizin en gözde ilçelerinden biri olan Geyikli deniziyle ve doğa yapısıyla
mükemmel bir konuma sahip.
Kaz
Dağlarının eteğindeki konumu ile temiz ve bol oksijenli bir havaya sahip olan
Geyikli, astım ve bronşit hastaları için de ideal bir yerdir. Trafik sorunun
olmadığı, organik besinlerin çok rahat bulunduğu ve hatta direk üretildiği bir
yer olduğunu da varsayarsak, yalnız astım ve bronşit hastaları için değil,
şehirlerin kalabalık ve kirli hayatından sıkılan bütün insanlar için ideal bir
yaşama alanı olduğunu söyleyebiliriz.
Çadır
hayatına meraklı, adrenalin arayan ve deniz, kum, güneş üçlüsünden vazgeçemeyen
insanlar için de çok uygun bir yer Geyikli. Kaz Dağlarına sürekli periyodik
olarak düzenlenen gezilerle kısa süreli bir dağ hayatı yaşayabilirsiniz. Ancak
rehber önderliğinde yapılması tavsiye edilir bu gezilerin çünkü rakım arttıkça
yollar bozulmakta ve yağış gibi olumsuz koşullarla karşılaşma ihtimali
artmaktadır. Rehber önderliğinde olduğu taktirde daha profesyonel ve güvenli
bir şekilde tırmanış ve konaklama yapabilirsiniz.
Tarımın da sürekli olarak devam ettiği bir yerdir Geyikli. Her daim organik
meyve ve sebzelere köylüler tarafından açılan pazarlarda üstelik uygun
fiyatlarda ulaşabilirsiniz ve sağlıklı beslenmenize özen göseriyorsanız
aradığınız her şeyi bulacağınıza eminiz. Pazarın kurulmadığı günlerde de direk
köylülerin tarlalarına giderek aradığınız meyve ve sebzeleri tarladan
toplayarak da satın alabilirsiniz.
Şehrin
kalabalığından, gürültüsünden ve trafiğinden uzak bir yer olan Geyikli’de son
derece sakin ve huzurlu bir tatil yapabilir hatta devamında huzurlu bir hayat
sürebilirsiniz. Yazlık sitelerinde komşuluğun ve samimiyetin eksik olmadığı,
hayatın bütün bir yıl devam ettiğini söylemek gerekir. Ancak emeklilere ve orta
yaşlılara daha çok hitap eden bir yer olması sebebiyle gençlerin bundan ne
kadar memnun kalacağı muammadır çünkü disko ve partilerin çok nadir olarak bazı
işletmelerde yapıldığını ve buranın da pek müşterisinin olmadığı bilinmektedir.
Sahildeki voleybol sahaları ve kafelerine rağmen gençler için böyle bir eksi
özelliği vardır.
Bozcaada
feribotları da Geyikli’den kalkmaktadır. Yarım saat gibi bir sürede Bozcaada’ya
ulaşabilirsiniz. Çadır kamp alanları, tarihi evleri, şarap mahzenleri ile de
her zaman turistlerin ilgisini çekmiş ve gözde bir mekan olmuştur.
Kömür
Limanı, Saroz Körfezi,
Çanakkale’deki Saroz Körfezi’nde yer alan Kömür Limanı, küçücük bir koy olarak
Türkiye’nin saklı cennetlerinden birini oluşturuyor. Çanakkale’de gezilecek
yerler arasında yer alan Kömür Limanı dalış meraklıları ve kamp tutkunları için
son derece ideal bir yer. Eskiden teknelerle kömür taşınan bölgenin adı da
buradan geliyor.
Özellikle
Türkiye’de dalış yapılacak yerleri arayanların uğrak noktalarından biri olan Kömür
Limanı, Saroz Körfezi’ne bakan konumu ile ziyaretçiler için cazip bir seçenek
oluşturuyor. Lodos sırasında denizden karaya, poyraz sırasında ise karadan
denize doğru esen rüzgarlar, bölgede doğal bir su döngüsü yaratıyor ve sürekli
temiz kalmasını sağlıyor.
Kömür
Limanı; İstanbul, Çanakkale, Bursa, Kocaeli gibi yakın şehirlerde bulunan dalış
okullarının eğitim alanı kullanılıyor. Denizin içerisinde bulunan yaklaşık 150
metre uzunluğundaki duvar boyunca, pek çok deniz canlısı gözlenebiliyor. Dalış
meraklıları kadar sualtı fotoğrafçıları için de eşsiz yerlerden biri olan Kömür
Limanı’nda mercan, karagöz, yunus ve ayıbalığı gibi canlılarla
karşılaşabilirsiniz. Koyun bitiminde başlayan kayalık bölgesi ise olta
avcılarının tercih ettiği nokta oluyor.
Kömür Limanı Konaklama – Kömür Limanı Kamp Alanı
Kömür
Limanı’nda konaklamak veya Kömür Limanı’nı gezmek isteyenler iki farklı seçenek
bulunuyor. Bunlardan ilki Çanakkale’nin Gelibolu bölgesinde otellerde,
pansiyonlarda konaklamak ve koya günübirlik geziler ile gelmek.
Aynalı Çarşınalı Çarşı
Çanakkale’nin türkülerin konu olan Aynalı Çarşı 1890 yılında Çanakkale’nin önde
gelen Musevilerinden Eliyau Hallio tarafından yaptırılmış kapalı çarşıdır.
Aynalı
Çarşı adının zannedilenin aksine içerisinde aynalar bulunmasından almamaktadır.
Eskiden çarşı içerisinde atlar için süs ve koşum eşyalarının yapıldığı
dükkanlar bulunmakta ve bu dükkanlarda adın ayna denilen at gözlükleri de çok
fazla üretilmekteydi. Aynalı Çarşı adının bu ayna adı verilen at gözlüklerinden
almaktadır.
Truva (Troya) Antik Kenti,
Truva
Antik Kenti, Çanakkale’de gezilecek yerlerden biridir. Bu antik kent,
Türkiye’deki UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer almaktadır ve dünyanın en
ünlü arkeolojik alanlarından biridir.
Ünlü
ozan Homeros’un İlyada ve Odysseia destanlarının anayurdu olan Toria (Truva)
Antik Kenti, özellikle ”Truva Atı Efsanesi” ile pek çok edebi eserde ve
Hollywood filmlerinde yer almıştır.
İki
kıta arasında önemli bir konumda yer alan Truva, tarih boyunca pek çok önemli
olaya tanıklık etmiştir. 9 kez yıkılıp yeniden inşa edilen Truva Antik
Kenti’nin geçmişinin, günümüzden yaklaşık 5 bin öncesine kadar uzandığı tahmin
edilmektedir. 3.500 yıl boyunca önemli bir yerleşim yeri olan kent, günümüzde
sadece Çanakkale’nin değil Türkiye’nin de en popüler turizm noktalarından biri
haline gelmiştir.
Troya
Tarihi Milli Parkı
Çanakkale’de
bulunan Truva Antik Kenti ve çevresi, 1996 yılında milli park ilan edilmiştir.
Troya Tarihi Milli Parkı, 13.350 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Milli park,
Troya Antik Kenti ve ünlü Truva Atı’ndan oluşmaktadır. Truva Antik Kenti, 1988
yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne girmiştir.
Truva
Atı Efsanesi
Truva Atı’nın hikayesi, antik kentin tanınmasında en önemli unsurdur. Bu
hikaye, Akhalılar ve Truvalılar arasında geçen savaşı anlatmaktadır. Truva
Kralı olan Priamos’un oğlu Paris’in Sparta Kralı Menelaos’un dünya güzeli
karısı Helen’i kaçırması, bu savaşın başlama nedenidir. Yunan kralları
birleşerek Menelaos’un karısı Helen’i kurtarmak için Truva’ya saldırmışlardır.
Ne var ki yıllar süren savaşa rağmen Truva’nın güçlü kalesini aşmayı
başaramamışlar ve şehri ele geçirememişlerdir.
Akhalıların
Kralı Odysseus, şehri ele geçiremeyince dahice bir plan yapar. Büyük bir tahta
at hazırlatır ve en seçkin askerlerini içine gizlice yerleştirir. Daha sonra
geri çekilme numarası yaparak, gemilerle denize açılır ve uzaklaşırlar. Bu geri
çekilme ve ardında kalan tahta at karşısında şaşıran Truvalılar, atın yanına
gelirler. Bu at, Truvalılara bir savaş hediyesi olarak bırakılmıştır.
Truvalılar sevinerek bu atı kalenin içerisine alırlar. Düşmanın geri
çekilmesiyle zafer kutlamaları yapan ve gece yorgun düşen askerler karşısında
atın içinde bekleyen Akhalı savaşçılar kısa sürede kalenin bir kısmını ele
geçirir. Bu sürede gemilere binip, uzaklaşmış görünümü veren diğer ordular da
kaleye alınır ve Truva kenti yakıp yıkılır. Menelaos ise karısı Helen’i alarak
ülkesine döner.
Günümüzde
Troya’da yer alan Truva Atı, 1975 yılında eski bilgilerden yola çıkılarak inşa
edilmiştir.